İKİ SIFIR BİR SIFIR DUASI...
Bu yeni zamanda...şöyle devam ediyor:
AMİN
Perşembe, Aralık 31, 2009 | Etiketler: YAŞADIKLARIMDAN | 0 Comments
VAVİEN
Pazartesi, Aralık 28, 2009 | Etiketler: GÖZÜME TAKILANLAR | 0 Comments
AVATAR
Pazartesi, Aralık 28, 2009 | Etiketler: GÖZÜME TAKILANLAR | 0 Comments
NİCE MUTLU YILLARA!...
Pazartesi, Aralık 28, 2009 | Etiketler: YAŞADIKLARIMDAN | 0 Comments
uzlaşmak değil anlamak...
Pazar, Aralık 27, 2009 | Etiketler: AKLIMA TAKILANLAR | 0 Comments
Asla Kabul Etmeyeceğim Tek Şey
Bakın şimdi;
Eğer karşınızdaki insanda heyecan yoksa, bilinki bitmiştir işi.
İşte eleştirin esas şimdi!
Heyecanının bittiği gün, acilen heyecanlanmalısındır ki hayata dönesin, ömrün uzasın!
Eğer bir gün bu güzelim ülkede, bu güzelim ülke için heyecanlananlar kalmaz ise, insanlar heyecanlarını kaybederlerse, heyecansız insanlar ülkesi olursa bir gün burası, sonumuz esas o zaman gelir bence.
Bu da aklımıza kazınsın iyice!
O yüzden asla, ama asla, ne bana ne de bir başkasına:
“Bu ne heyecan yahu, sakin ol hele!” demeyin ve bence olaki heyecansızsanız siz de, acilen kendinize heyecan duyacak bir şey edinin.
Herhangi bir şey. Neyse ne!
Bir insan yaşadığı aşk için heyecan duymuyorsa dibine kadar aşık değildir,
Bir insan yaptığı iş için heyecan duymuyorsa, çok zor durumda demektir.
Öyledir...
Hem inanın bana, hayatta heyecan duyulacak sonsuz sayıda şey var.
İnsan havada uçan kuşa bakıp heyecan duyabilmelidir aslında.
Yaşadığının farkına varmayı bilebiliyorsa,
Her anın kıymetini bilmeyi tercih ediyorsa.
Siz yeter ki heyecanınızı korumayı, ona yüreğiniz gibi bakmayı bilin, gerisinden korkmayın.
Hep!
Her dakika.
Kimisi anlam veremiyor buna. Çocukça, şımarıkça, sapıkça ve aptalca buluyor mesela.
Nasıl bulurlarsa bulsunlar kardeşim.
Ben böyleyim ve heyecanı kalmayanlar için üzülmeye devam edeceğim.
Herkesi heyecanlandırmaya çalışmaya da devam edeceğim, kendi çapımda.
Ha şimdi bunları okumuşken bir dönüp düşünün bakalım;
Sizi neler heyecanlandırıyor ve siz nelerden heyecanlandığınızı unutmayı tercih ettiniz?
Olmuştur yapılmıştır bir hata.
İnsanız nasıl olsa...
Ama,
Henüz vakit varken, hemen farkına varın derim.
Hatanın neresinden dönerseniz kardır ya,
Başlayın acilen heyecanlanmaya!"
Cuma, Aralık 25, 2009 | Etiketler: GÖZÜME TAKILANLAR | 0 Comments
2010' 6 kala!!!
yeni yıla 6 kala; mutlu yaşamın beş sırrı bana göre şöyle;
Birinci Sır: Kendine Karşı Dürüst Ol! ( her zaman)
İkinci Sır: Hiçbir Şeyden Pişman Olma (asla)
Üçüncü Sır: Sevgi Dolu Ol (hayat sevgidir, sevgiyi kaçırırsan inan hayatı da kaçırırsın!)
Dördüncü Sır: Anı Yaşa (şimdi! şimdi! şimdi!...geçmiş ve geleceğe odaklanma...)
Beşinci Sır: Aldığından Daha Fazlasını Ver( yanında asla bir şey götüremiyorsun...tecrübe ile sabit dört yanda...sen en iyisi arkanda bir şeyler bırak...
Sonuç: :-) uygula artık ne duruyorsun
nokta
.
Cuma, Aralık 25, 2009 | Etiketler: AKLIMA TAKILANLAR | 0 Comments
DAHA İYİ OLMAK İÇİN...
Cuma, Aralık 18, 2009 | Etiketler: GÖZÜME TAKILANLAR | 0 Comments
Herkesin bir kimsesi bir de kimsesizliği...
“… Bir zamanlar kendime: ‘Hayatı anlamak mı, hayatı yaşamak mı?’ diye sormuş ve anlamayı, dahası anlamaya çalışmayı ve anladıklarımı da yazmayı seçtiğimde, orada kimsesizliğimin, kimselerimden hakiki olduğunu bütün çıplaklığıyla görmüştüm; ben aslında o gün bugündür kimsesizim… Bu yüzden birileri, olsa olsa kimsem değil, kimsesizliğim oluyor benim…Hayat ve ilişkiler, kimsesizliğinizi kavramanız için çok fırsat sunar size; gerisi size kalmıştır…Ya inanır ya da avunmayı sürdürürsünüz.Bu konuda gerçekten özgürsünüzdür. ”
“…Deliler, şizofrenler, filozoflar ve şairler dışında herkesin bir ‘kimsesi’ vardır; tabii bir de genellikle yok sayılan kimsesizliği… Çünkü insan, hep kimsesine bakan, kimsesizliğini ise inadına yadsıyandır… Bu yüzden ‘derdini söylemekle ona çare bulmanın aynı şey olmadığını’ anlayıncaya dek, hep ağlaya sızlaya koşar dururlar kimselerine; çünkü insan, sürekli avunması ve avutulması gereken bir varlıktır.”
[Yılmaz Odabaşı, Herkesin bir kimsesi bir de kimsesizliği]
Perşembe, Aralık 17, 2009 | Etiketler: GÖZÜME TAKILANLAR | 0 Comments
OLUR BAZEN
Olur bazen;
Sonlar, kendi saçmalıklarına dönüşmek için vardır.
Başında olanlara bakmaya mecalin kalmadan, rüzgârın tuhaf sersemliği, seni bir oraya, bir buraya uçurmaya çoktan başlamıştır.
“Ne yapalım, uçalım bari” diyebilmekse; elindeki kelimelerle kurulabilecek, en anlamlı cümledir.
Olur bazen,
Boşuna koştuğunu sanırsın ardından; durduğunda, hayat yine senden önce davranmıştır. Ah ulan dersin ben bu hayatın taa…
Olur bazen Ellemeyiniz…
Olur bazen;
Hayat kimileri için daha zor geçer, kimileri için ön koltuğa ayrılmış gazi şıklığında oysa, kimileri içinse sadece geçer, olması gerektiğinden, imkanlar dahilinin toplamı neyi verirse artık.Bitmesine yakın korkar mı insan? Tuhaf… Ne korkusu, büyük bir şölen olmalı… Heyecanlı…
Olur bazen;
Olabildiğince zerresin hayatın içinde, olabildiğince küçük belki de, her neyse; sürüklendiğini sanırsın, tırnak aralarında deriler; tutunduğunu sanmıştın oysa, tutunulmayacak ne varsa tırnaklamışsın bilmeden, intikam alırcasına…
Olur bazen;
Kiraz mevsiminin kısalığındandır, istediklerinin, bir diğerini ilgilendirmeyişi…
Olur bazen;
Ardını döndüğünde tuzu kalır, sonra posası, sonrasında kazımak için bir spatula; gerisi tamamen senin el becerin… Neyse, olur bazen; çok düşünmemeli.
Nokta
Çarşamba, Aralık 16, 2009 | Etiketler: AKLIMA TAKILANLAR | 0 Comments
???
mış gibi hayatlar...
bana uzak...
hem de çok uzak...
beni seviyorum
.
Cumartesi, Aralık 12, 2009 | Etiketler: YAŞADIKLARIMDAN | 0 Comments
birini sevmenin doğru zamanı?...
Perşembe, Aralık 10, 2009 | Etiketler: YAŞADIKLARIMDAN | 0 Comments
SADE-LOVERS ROCK
SADE - Lovers Rock
Cuma, Aralık 04, 2009 | Etiketler: KULAĞIMA TAKILANLAR | 0 Comments
Benim Bahçem:-)
Bunca zaman arasında çok güzel bi şey yaptım...
kendi bahçemi...
Organik tarıma takmış durumdayım; bu yüzden kendi yiyeceklerimi üretmeye karar verdim..Ve onların tadından aldığım zevki hiç bir şeyle paylaşamam...
İşte benim bahçem;
Biliyorum hiç bir şeye benzemiyor başlangıçta ama çok güzel oldular ki görmelisiniz...
Bu da Şukufe:-)
Bunlar da salatalıklarım...
Pazar, Kasım 08, 2009 | Etiketler: YAŞADIKLARIMDAN | 0 Comments
NOA
Smile, without a reason why
Love, as if you were a child
Smile, no matter what they tell you
Don't listen to a word they say
'Cause life is beautiful that way
Pazar, Kasım 08, 2009 | Etiketler: KULAĞIMA TAKILANLAR | 0 Comments
ÖZDEMİR ASAF
Çok küçük bir yalanı
Çok büyük bir orantıda
Dinlediniz mi?
Çok büyük bir yalanı
Çok yalın bir doğrultuda
Söylediniz mi?
Gecikmiş bir gizlemi,
Birikmiş bir özlemi
Sakladınız mı?
Gelmeyecek bir gideni,
Olmayacak bir nedeni
Beklediniz mi?
Bir gerçeği erken,
Bir açlığı tokken
Anladınız mı?
Hep mi hep ölecekmiş gibi,
Hiç mi hiç ölmeyecekmiş gibi
Yaşadınız mı?
Yalanı sürmeye sürmeye,
Yanlışı görmeye görmeye
Saklandınız mı?
Doğruluğun yönünde,
Doğruların önünde
Aklandınız mı?
Ortamsız bir yaşamda,
Yaşamsız bir ortamda
Harcandınız mı?
Özdemir ASAF
Cumartesi, Haziran 06, 2009 | Etiketler: BENİM ŞAİRLERİM | 0 Comments
OSMAN KONUK
HERHANGİ BİRİNE
şairleri öldürsek ne iyi olur
sade ve aptal görünürüz belki birazcık
ıslatmayan yağmurlukların
buruşmaz kumaşların sandırdığı güvenlik
sabah şehre giriyoruz, kahramanlar yaşıyor
nehirde sıçrayan balıklar varmış
evlerde lacivert gözleriyle artis gibi anneler
kolejli çocuklara masallar anlatırmış
"gökten hiçbirşey düşmedi"
bütün kötülüklerin kaynağı kelimeler
kötülük bir kelime, sözlüğün ortasında
yeri çok sağlam
şairleri öldürmeliyiz derim
sade ve aptal görünürüz belki birazcık
huzursuz kızlarla, sinirli erkeklerle dolu sokaklar
çok sıkıcı; doğruysa
dördümüze de uzun ömür
sadakat erdemi biçen el falcı
öldürsek ne iyi olur, bakarsın birden biter
kredi kartı borçları
tanrı grevde olmalı dedirten fotoğraflar
şairleri durmadan öldürmeliyiz
kesin değil çünkü
kendilerini sokak fenerlerine asmaları.
kendi en yükseğinden itilince herkes incinir
yağmacıların ortasızlığı
güneş yanığı bir suratın ortasızlığı
çekirdeksiz mandalinaların ve çekirdeksiz kadınların ortasızlığı
biri bana söylesin
geldiysem ordaysam gerçekten
bitirelim şu işi
herkese benden
geçmemiş gelmemiş olmamışlardan bahsederdim
basit bir el hareketiyle bitirilmemiş
akşam eve dönmese de hiç merak edilmemiş
espriler iyi, kadınlar çekirdeksiz, kimse ümraniye’de oturmuyor
boğaz manzaralı bir resimde oturuyor
kimse ne kadar çok incinmiyor, bitirelim
bu balık bir çocuk tüfeğiyle vurulmuştur diyorum
herkese benden
bunu hep kullanmak istediğimden değil,ağızsız bir çığlık
ağızsız bir çığlık
herkese benden kendi etinden
bana
geçmemiş gelmemiş olmamışlardan
bir zaman, hiçbir etikette aralık 08 gibi saçma sapan bir şey yazmayan
neden çıkmayalım bu özürlü takvimden
aptalların gramerinden, mitoloji filan bilenlerin
noktalı virgülü hep en doğru yere: ah belinda filminden
yüzünü buruştur ve bunu kimseye açıklama
tek başına bilemediğin, tek başına bilemediğini…
kimseye açıklama
elmayı soyma, dilimleme ama dilimlenmiş bir elma hakkında
kasıkların çamaşırlarca kandırılması hakkında
peynirli poğaçalardaki peynirin yetersizliği hakkında
kendi yüsekliğinden itilip düşürülenin incinmesi hakkında
bitirelim şu işi
bitirelim
geçmemiş olmamış gelmemişlerden geçelim
-hadi geçtik
ilk büfeden birkaç tane alabilirim
peynirli poğaça, tüfek, kalem;
yirmi at ve bir
rum kızı
peki: bir roman taslağı için kötü
hemen oracıkta adımı veriyorum
her kırkbir saniyede on bebek doğuyor
her elliiki saniyede onu ölüyor
bu on ısrarından hemen vazgeç
kayıtlara geçmeyen onbirinciden
geçme
işte aşağıda boş bir çerçeve
yazmak çizmek bedava
o en parlak cümleni, bilinmeyen hünerini
herkese benden
KIR DÜĞÜNÜ
80’lerin slow şarkılarıdır sebep biraz da
İnsanları sömürgecilerine benzeten
Keten takımlar, tango, fiyonklu masa örtüleri
Dersu uzala’dan dersler çıkarmak
Gelin Bilkent’te iç mimari, baba koç’ta genel köle
Her gramı çok değerli elliiki kilo anne
Zaten amaç elliiki yıl sonra
Hiç bakılmayacak fotoğraflarda en iyi yeri kapmak
Bir Kutlu hikayesine giremeyecek tipler işte
Damat her şeyi kaydediyor
El kamerasıyla gerdeğe girmek deyimini bilmiyor çünkü
Oluyor böyle şeyler salaklık endüstrisinde
Dilekler tekrarlanır, müzik tekrarlanır
Belki yakışırdı beyaz bu kadar tekrarlanmasa
O kötü gülümsemeye verilmez bu kadar para
Gelin habersiz; bu düğün daha önce de yapıldı
Yeminli örnek deyimini bilmiyor çünkü
Benimle tekrar edin!
İlk beş sene çocuk istemeyecekler
İkinci beş yıl nasıl geçti anlamadan
Üçüncü beş sene de çocuk onları istemez
Bir sürü albüm, bir sürü diyet kupürü, bir sürü…
Ankastre mutfağında aval aval bakınarak
Bu bakınma daha önce de yapıldı
Gelinliği faize sevim’den annesi şahit
Oysa he şey çok özel olacaktı geline göre
Her şey çok genel oldu sonucu niye
Bağlamı farklı ama eren’le konuştuyduk
Arjantin’e aşık olur, almanya’yla evleniriz
Beyaz Savunma, Pan/Heves Kitaplığı (sayfa 17)
İYİYDİK
iyiydik. penyelere inanıyorduk
doğum günü şarkılarına, pastalara ve mumu üfleyen kişiye
iy ki doğmuş olmanın neşeli gerekliliğine
kimyaya, ölçü ve tartı aletlerine
inanıyorduk adı fatma, fatma'ya hemen inanıyorduk
sergio leona'ya, elektrik enerjisine
adı ali, ali'ye niçin inanmayalım
iyiydik
ikinci tokatları kültürel fark kuramıyla açıklıyorduk
birincisi doğaçlamaydı zaten üçüncü tokat ama insan haklarına aykırı
insan haklarına inanıyorduk
jonh locke'a ve john wayne'e
bir yerden bir yere gitmeye inanıyorduk
montlara, pamuk tarlalarına, virginia tütününe
ölülerin yönetimindeki dirilerin savaşına
ama en çok penyelere
"lili marlen şarkısı ne kederlidir" aldık, kabul ettik;
çok kederlidir buralarda bir yerdeydi,
ona da inanıyorduk her neydiyse zaten şüphe yok inanmamıza
el kameralarına, merhamete;
reno toros'a nerdeyse iman edecektik
üretimden kalkmasa
iyiydik penyelere inanıyorduk.
monogamiye ve sürprizlere
sürpriz diyen bir ağzın kibirli büzülüşüne
bikini adasına ve bahçıvan pantolonlara
kremlere ve troçki'nin dürüst biri olduğuna
nedense kiraz zamanına, tanpınar'a
istanbul dünya başkentidir cümlesine ve kepekli pirince
kayıp kardeşlere, ölü dillere, mühendislere
kayıp kardeş fikrinde kulağa hoş gelen bir şey yok mu
jodie foster'a;
hep beraber elmalılı tefsirine,
bir kısmımız çok azımız karabaş tecvidine terlemeye,
rutubete, madonna'ya
vatan değerli bir arsadır, millî emlakçılara
devlet demiryollarına ve halkın karayollarına
çift güllü yasin kitaplarına
mor beyaz afyon çiçeklerine değil ama
bir daha: çift güllü yasin kitaplarına
kendine iyi bak dileklerine;
görüşürüz niye görüşeceksek
şadırvanlara, antik dünyaya;
roma ve üç kıtaya
sözleşmelere ve sosyal sigortalara
yerlere tükürmemeye
-göklere tükürebilirsiniz-
israiloğulları israilkızlarını öldürürken
iyiydik, penyelere inanıyorduk
.
Osman Konuk
Cuma, Haziran 05, 2009 | Etiketler: BENİM ŞAİRLERİM | 0 Comments
KAAN KOÇ / ÜÇÜNCÜ PERDE
Üçüncü Perde
başımda bir boşluk var,
gökyüzü diyorlar
şırıltıda gözlerim,
tanrı savaşları, perde üç
berekettir diyor, babilli köylü
iyidir toprağa.
dünyaymış göğsümdeki sancı.
sokaklara bakıyorum hepsi içine kapanık
çöpünü başıma döküyor valantin taskin,
yine chopin çalacak, piyanoda nocturne bu gece
birden bütün sesler kesilince
tarlabaşı'nda alırım soluğu.
gökyüzü başımsız
başım bomboş.
kime söylesem,
geçer diyorlar,
dünya hali.
Kaan Koç, "Çok Tanrılı Sular" kitabından.
(2006'da Cemal Süreyya şiir ödülü kazanan şiir dosyası)
Çarşamba, Haziran 03, 2009 | Etiketler: BENİM ŞAİRLERİM | 0 Comments
TOPLUMSAL CİNNET
Salı, Haziran 02, 2009 | Etiketler: YAŞADIKLARIMDAN | 0 Comments
ÖYLESİNE
Pazartesi, Haziran 01, 2009 | Etiketler: YAŞADIKLARIMDAN | 2 Comments
PABLO NERUDA-II
Kraliçe seçtim seni.
Senden boylu, boylular var.
Durular var, senden duru.
Güzeller var, daha güzel.
Ama kraliçe sensin.
Yürürsün sokaklarda
Kimse tanımaz seni.
Kimse görmez kristal tacını,kimse bakmaz
geçerken ayağına serdiğim
o görünmez
kızıl altın kilime.
Ve görünce seni
Çığrışır tüm ırmaklar
Bedenimde,Çanlar
Titretir gökyüzünü,
Ve bir ilahi doldurur evreni.
Yalnızca sen ve ben
Yalnızca sen ve ben, sevgilim,
Kulak ver ve dinle
Pablo Neruda
Cumartesi, Mayıs 30, 2009 | Etiketler: BENİM ŞAİRLERİM | 0 Comments
NİELS HAV
Aptallar dolaşıp duruyor dünyada
rüzgarın etkisiyle, açılıp kapanan
...
Nükte
Doğru sözcüğü bulamadan,
bir ömür geçirebilir insan
sözcüklerin eşliğinde.
Macar gazetelerine sarmalanmış
zavallı bir balık gibi tıpkı:
öncelikle ölüdür,
Macarca bilmez üstelik.
Niels Hav (d.1949, Danimarka) Çeviren: İsmail Haydar Aksoy
...
KARANLIKTA KERTENKELE AVLAMAK
Cinayetler işlendiği sırada biz
farkında bile değildik göl kıyısında yürürken.
Sen Szymanowski’den söz açtın,
köpek bokunu didikleyip duran
bir kargayı inceledim ben.
Tutsağız kendi içimizde her birimiz
önyargılarımızı koruyan
bir cehalet kabuğu kuşatmış çevremizi.
Dünyayı bir bütün olarak görelim diyenler
Himalayalarda yaşayan bir kelebeğin
etkileyebileceğine inanırlar bir kanat çırpışıyla
Güney Kutbu’nda iklimi. Belki doğrudur.
Ama tanklar daldı mı bir yerden içeri
et ve kan damlamaya başladı mı ağaçlardan
kalmaz ki teselli.
Gerçeği aramak, kertenkele avlamaya benzer
karanlıkta. Güney Afrika’dan geldi üzüm,
pirinç Pakistan’dan, hurma ise İran ürünü.
Sınırlar açık olsun diyenleri destekliyoruz
meyve ve sebze için,
ama kıvırıp kaçmaya çalışsak ne kadar
kıçımız yine de arkamızda hep.
Gazetelerin içlerine gömülüdür ölüler,
etkilenmeksizin oturalım diye
cennetin dış mahallelerinde bir sıraya
ve kelebekler görebilelim diye düşlerimizde.
(Türkçesi: Kemal Özer – Gülşah Özer)
...
BENİM MÜTHİŞ KALEMİM
Kullanılmış bir kalemle
yazmayı yeğlerim ben
sokakta bulduğum
ya da hediye dağıttığı bir tükenmezle
bir elektrikçinin
bir benzinci ya da bir bankanın.
Salt bedava diye değil,
düşünürüm ne katacağını da ondan
böylesi bir kalemin yazma eylemine,
bir emeği katacaktır, bir çalışkanlığı,
nitelikli işçilerle büro çalışanlarının terini
ve gizemini bütün varoluşun.
Dolmakalemle özenli şiirler yazardım eskiden
-hiçbir şey hakkında olan arı şiirler-
şimdiyse dışkı olsun istiyorum kağıdımda
gözyaşı ve sümük olsun.
Şiir o sinameki insanlar için değildir!
Dow Jones endeksi kadar dürüst olmalı bir şiir
yani gerçeklik ile blöften bir karışım.
Nelere fazla duyarlı olmuştu ki insan?
Çok az şeye.
Bunun için bono piyasasından ayırmam gözümü
ve o ciddî kağıtlardan. Borsa da
gerçekliğe ilişkin – tıpkı şiir gibi.
Bu yüzden böylesine mutlu ediyor beni
bu tükenmez, bir bankanın hediye dağıttığı
ve benim kapkaranlık bir gecede bakkalın kepenkleri
önünde bulduğum. Köpek sidiği kokuyor hafifçe
ve müthiş yazıyor.
(Türkçesi: Kemal Özer – Gülşah Özer)
...
Niels Hav,
"Danimarka 1949 yılında Lernvig’de doğdu. Danimarka’nın yaşayan en güçlü şairlerinden biri olarak tanınmaktadır. Biz Buradayız adlı şiir kitabı pekçok ülkede ses getirmiştir.Yayımlanan 5 şiir kitabı ve 3 kısa öykü kitabı bulunmaktadır. Şiirleri dolayısıyla Czeslaw Milosz ve Les Murray ailesine, öyküleri dolayısıyla Anton Çehov ailesine dahil olduğunu belirtmektedir. Eserleri onu aşkın dilde çevrilen şair, en büyük açılımını Kanada’da yapmıştır. Avrupa başta olmak üzere, Asya, Güney ve Kuzey Amerika’da pekçok ülkeyi gezmiştir. Eserleri Arapça, İtalyanca, Türkçe ve Çince’ye de çevrilmiştir. Danimarka Sanat Konseyi Şiir Ödülü başta olmak üzere birçok ödüle değer görülmüştür. Piyano sanatçısı Chiristina Bjorkoe ile evli olan Niels Hav, halen Kopenhag’da yaşamakta ve geçimini yazar olarak sağlamaktadır. "
Cumartesi, Mayıs 30, 2009 | Etiketler: BENİM ŞAİRLERİM | 0 Comments
DENİZ GEZMİŞ-SON MEKTUP
Cumartesi, Mayıs 30, 2009 | Etiketler: AKLIMA TAKILANLAR | 0 Comments
CAN YÜCEL
Cumartesi, Mayıs 30, 2009 | Etiketler: BENİM ŞAİRLERİM | 0 Comments
MÜZİK HARİTASI
http://www.gracenote.com/map/
Cumartesi, Mayıs 30, 2009 | Etiketler: KULAĞIMA TAKILANLAR | 0 Comments
SUNAY AKIN
aynı boyda olmayan
beş parmağı gibi bir elin
oysa uzanır
nice yorgun
su dolu avucuma
elimin
beş parmağını
getirince biraraya
.
...
Cuma, Mayıs 29, 2009 | Etiketler: BENİM ŞAİRLERİM | 0 Comments
ZBİGNİEW PREİSNER
Adamı uyuşturan
Zamanı ağırlaştıran besteci...
Dinlenilesi...
Cuma, Mayıs 29, 2009 | Etiketler: KULAĞIMA TAKILANLAR | 0 Comments
FİKRET OTYAM
Fikret Otyam"
Cuma, Mayıs 29, 2009 | Etiketler: GÖZÜME TAKILANLAR | 0 Comments
HANGİ KURT?
Cuma, Mayıs 29, 2009 | Etiketler: GÖZÜME TAKILANLAR | 0 Comments
SAVAŞ
Bizler savaş ölüleriyiz,
Bundan böyle karşı-karşı değiliz.
Bildiririz…
Özdemir Asaf
Teoman - Çoban Yıldızı
Perşembe, Mayıs 28, 2009 | Etiketler: YAŞADIKLARIMDAN | 0 Comments
ORUÇ AUROBA
yaşamında, genel çizgilerinde,
üç tür şeyle karşılaşacaksın;
1. gelip geçMİŞ şeyler.
2.gelip geçMEmiş şeyler.
3.geLMEyip geçmiş şeyler.
bütün 'şey'lerin, geçmiş ya da geçmemiş,ya da hiç geçmemiş olacak.
(dördüncü durumla-'mantık' sırası içinde sonuncu olması gereken 'şey'lerle-ise,hiç karşılaşamayacaksın)
4. gelmeyip geçmemiş şeyler
...
yaşamında, şunları da yaşayabileceksin;
1) birisini, ona söyleyecek bir şey bulaMAdığın için aramak...
2) birisini, onu artık görMEyeceğini söylemek için beklemek...
3) birisini, onu artık görMEMEYE dayanamadığın için terketmek...
neler yaşamayacaksın ki!...
...
YAZILAMAYAN ZAMAN
Çarşamba, Mayıs 27, 2009 | Etiketler: BENİM ŞAİRLERİM | 0 Comments
LİKYA ŞARABI&DÜNYA 2.LİĞİ&ANTALYA
Çarşamba, Mayıs 27, 2009 | Etiketler: YAŞADIKLARIMDAN | 0 Comments
VARAK USTASI VE DENİZİM
Salı, Mayıs 26, 2009 | Etiketler: YAŞADIKLARIMDAN | 0 Comments
YANaYANA
Elime bir kibrit kutusu geçti mutfakta dolanırken...Aklıma Kibrit Çöpleri ve İnsanlar üzerine yazılmış yazılar geldi...Açtım kutuyu inceledim insanları:-)..Düş Hekimim Yalçın Ergir'in sunumunu hatırladım bir de..İyi seyirler...
(Düş Hekimim iyi ki varsın, seni tanımadan seviyorum...)
YANaYANA (Dus Hekimi Yalcin Ergir / Muzik: "Sekilsiz Inci"- Can Atilla) from dus hekimi on Vimeo.
Salı, Mayıs 26, 2009 | Etiketler: GÖZÜME TAKILANLAR | 0 Comments
AYO
"aşk benim için lunaparktaki hız trenleri gibi..."demişti Josh Hollaway hatırlıyorum...;)
katılıyorum
.
Pazartesi, Mayıs 25, 2009 | Etiketler: KULAĞIMA TAKILANLAR | 2 Comments
OYALANIR OLDUK...
"..zengin olamadım, cok paralar kazanamadım ama cok mutluluklar yasadım, hayattan cok zevk aldım"diyen büyük usta Erol Günaydın'ın o yaşında tüm parasını oyuncaklara yatırdığını, ve aslında ne kadar zengin olduğunu öğrendim ve kıskandım...
TDK' nun sanal sözlük çıkardığını öğrendim ve gülümsedim...
"Merhaba" demenin ve gülümsemenin aslında çok zor olmadığını tam aksine çok kolay olduğunu alışveriş merkezinde ki kasiyere anlatmak istedim ama anlatamadım..
Kalabalıkta kaybolduğumuzu , adres aradığımızı bir kez daha anladım.
Bizi birleştirecek şeylerin ortak değerler olduğunu, dinsizlik veya din temelli değil hukuk devleti olmamız gerektiğine bir kez daha inandım..
Herkesin birbirine yardım edebileceğini ancak "hayatının içine almanın" başka bir şey olduğunu ve bunu kaç kişinin yapabildiğini düşünmeye başladım..
Işığı aydınlığa değil karanlığa götürmenin altını bir kez daha çizdim...kalınca...
Önce okullarımızın bölündüğünü kesin kez anladım..
Türkiye partisinin kurulduğunu öğrendim..
Toprağımda Mardan Palece otelinin açılışı şerefine patlatılan havai fişekleri balkonumdan izleyerek, gökyüzünde ki kuşlarım için üzüldüm...45 kg "Beluga"havyarının , 950 istakozun ve bilmem kaç kilo altın kullanılmasının anlamsızlığını anlamaya çalıştım..
Hele o Paris Hilton'un poz verişine fitil oldum...
Erkeklik geninin sonunun geldiğini okudum.(irlanda'da yapılan bir araştırmadan ancak hemen telaşlanmayın, y kromozonun tamamen yok olması için 5 milyon yıl gerekiyormuş:-))
Kuzey Kore'nin nükleer deneme yaptığını okudum, yeni bir senoryanın fitilinin ateşlendiğine inandım...
Öfff içim sıkıldı, karaldım...
Bir kez daha Candan' a bağıra bağıra eşlik ettim...
Veee Oyalanır olduk...
Ve ayrıldık
Ne varsa sildik herşeyi
O kadar özgür
Bir o kadar yalnız kaldık
Başarırız zannettik
Başardıkça yarım kaldık
Ne üzülür Ne sevinir ama Oyalanır olduk...
Asla istemem
Oyalanmak istemem
Suçlanacaksak eğer
Biraz sen biraz ben
Avunulur mu her zaman
Hayat arsız bir işkence
Ne üzülür
ne sevinir ama Oyalanır olduk
Vallahi görmedim
Mutlu bir gün görmedim
Ama sorarsan yine
Bugünden iyiydim
İnsana insan gerek evet
Geç olsa da bak öğrendim
Üzülürüz seviniriz ama(kader, hayat)
Oyalama artık
Üzülürüz seviniriz yeter(yazık)Oyalama artık
nokta
Pazartesi, Mayıs 25, 2009 | Etiketler: YAŞADIKLARIMDAN | 0 Comments
BOB MARLEY- KUŞ-CESAİRA EVORA VE PAZAR:)
Pazar, Mayıs 24, 2009 | Etiketler: KULAĞIMA TAKILANLAR | 0 Comments
BU ŞEHRİ VE HAYATINI KEDİLERİYLE BİRLİKTE SEVERİM
Bundan eminim.
Cumartesi, Mayıs 23, 2009 | Etiketler: GÖZÜME TAKILANLAR | 0 Comments
ALARGA GÖNÜL!... ALARGA!...
Alarga gönül:
Demir al...
Kırmızı bir amiral gibİ
kaptan köprüsüne çık...
Cuma, Mayıs 22, 2009 | Etiketler: BENİM ŞAİRLERİM | 0 Comments
YERÇEKİMLİ KARANFİL-EDİP CANSEVER
Biliyor musun az az yaşıyorsun içimde
Oysaki seninle güzel olmak var
Örneğin rakı içiyoruz, içimize bir karanfil düşüyor gibi
Bir ağaç işliyor tıkır tıkır yanımızda
Midemdi aklımdı şu kadarcık kalıyor
.
Sen de bir başkasına veriyorsun daha güzel
O başkası yok mu bir yanındakine veriyor
Derken karanfil elden ele
.
Bak nasıl, beyaza keser gibisine yedi renk
Birleşiyoruz sessizce
.
Cuma, Mayıs 22, 2009 | Etiketler: BENİM ŞAİRLERİM | 0 Comments
ANLAYACAKSINIZ
Son ağaç kesildiğinde,
Son nehir kirlendiğinde,
ve son balık öldüğünde,
O zaman paranın yenmediğini
Anlayacaksınız
.
(Kızılderili bir dost)
Perşembe, Mayıs 21, 2009 | Etiketler: AKLIMA TAKILANLAR | 0 Comments
MÜZİK GÖRSELLEŞMESİ
Çarşamba, Mayıs 20, 2009 | Etiketler: GÖZÜME TAKILANLAR | 0 Comments
Firekites - AUTUMN STORY - chalk animation
Tebeşirli animasyon...Müzik: Spunk Records
Çarşamba, Mayıs 20, 2009 | Etiketler: GÖZÜME TAKILANLAR | 0 Comments
TÜRKAN HOCA VE BİRHAN KESKİN
Aksın, içimde bir nehir gibi
Dolanan keder
Unuttuğum, unutmaya çalıştığım ne varsa
Bende durmasın
İçimde öyle çok ki, her gidenden
biriktirdiğim melekler
.
zaman insafsızlık etmese
kederin oyduğu tarafımı sana getirsem
kalem beni tutmasa, anlatsam sana
siyah, simsiyah bir engerektir zaman
ve kış neler eder insana
nasıl yarım bırakır, ayırır parçalara
sense kışı yaşamadın daha
reddetim bütün kesinlikleri
kalbim bu hayale bir daha inansın diye
siyah... değişmiyor,
siyah hala nehir içimde
ve kalbim anlamıyor
adalet yok, niye?
Yıktığım, atladığım, söndürdüğüm
Bir yangın yerindeyim
İçimde sadece, dediğim gibi
Her gidenden biriktirdiğim melekler
.
Kalbimin üstünde bir daha hançer
.
Enstrümental / Birhan Keskin
Pazartesi, Mayıs 18, 2009 | Etiketler: BENİM ŞAİRLERİM | 0 Comments
SEZEN AKSU "KARDELEN"
* 18 Mayıs...Adapazarı sosyal hizmetlerde kaybedilen 2 can ve Türkan Hoca için...Bugün anlamsızım biraz...
Ne senden fazlayım
Ne senden az
Aynı macerada ayrı biraz
Gözle biçim biçim
Kalple anlar içim
Ayrı gayrı olmaz
Sen yoksan ben hiçim
Aç kardelen aç
Dağın olayım, suyun olayım
Göğün olayım aç
Her çiçeğin kar altından
Güneşe giden masalında
Yaşamak yeniden tazelenir
Yeniden anlamlanır
Işığa uzanırken kardelen
Kış rüyasından
Ümidin mucizesiyle
Sevince uyanır
Söz - Müzik : Sezen Aksu
Sezen Aksu - Kardelen
Pazartesi, Mayıs 18, 2009 | Etiketler: KULAĞIMA TAKILANLAR | 0 Comments
TÜRKAN SAYLAN
Pazartesi, Mayıs 18, 2009 | Etiketler: AKLIMA TAKILANLAR | 0 Comments
GRİBİN DOMUZU TÜRKİYEDE...
İlk domuz grıbi vakası tespit edildi...ABDli bir karı koca...İstanbul'da...Tespit edildikten sonra odanın önüne önlem olarak üçlü bank konulmuş...
.
Ve Antalya'da havalimanında termal kameralar bürokrasi işlemlerinden geçene kadar geçen virüsler...Kimbilir kaç virüs girdi meçhul...Gemi ile gelenler...Kuşadası, Antalya...
Türkiye İstanbul havalimanından ibaret değil...
Paranoyak oldum, kimse ile öpüşmüyorum...Annemleri aradım Kaş'talar, koruyun kendinizi diyorum Ama nasıl???Bu sıcakta...
Geçmiş olsun...
Nokta
Cumartesi, Mayıs 16, 2009 | Etiketler: AKLIMA TAKILANLAR | 0 Comments
DÜNYA ÖNÜMÜZDEN GEÇEN BİR TREN Mİ?
Sıradan karakterlerle, basit bir anlatımla yüzlerce soru sormayı başaran, size iç sesinizde çığlıklar attıran, gerçekten de çok büyük bir ustalıkla yazılmış, yönetilmiş ve oynanılmış bir eser izledim...öyle bir oyun ki, bana önce trene bakan bir öküz olduğumu hatırlattı sonra da öküz olduğum için mutlu olmamı sağladı...
*Titanik Orkestrası
Cuma, Mayıs 15, 2009 | Etiketler: GÖZÜME TAKILANLAR | 0 Comments
EUROVISION
Salı, Mayıs 12, 2009 | Etiketler: GÖZÜME TAKILANLAR | 0 Comments
Kimim Ben?
- TANAYca
- Antalya, Türkiye
- Beni bir temmuz sıcağında sarmışlar..Onlar için bir gurur olmuşum..Büyüyüp doruğa çıkınca artık,iyi ki doğdum deyip durmuşum..Bana yalın incelik çok yakışır:).Yaşam bu düşüncelerde çakışır..çaresizlere herkesler bakışır, gücümle adımı korumuşum..sorardım babama şu nedir, bu nedir?..Okudum öğrendim bilim çok kökenlidir..Yaşamın yolları dikenlidir..bazen ellerimle yürümüşüm..Bir söylediysem iki kez dinlerim..aklımla kötülükleri önlerim..Dilerim iyi gün görürüm... ... Bu bloğu kendim için açtım bir de sevdiğim blokları tek elden okumak için...Onları okumak ve yorum yapmaktan, umarım kendimce bir şeyler karalamayı unutmam:)
Saat Kaç, Hangi Gündeyiz?
Arşivim
-
▼
2009
(69)
-
►
Mayıs
(47)
- YAŞAM
- PABLO NERUDA-II
- NİELS HAV
- DENİZ GEZMİŞ-SON MEKTUP
- CAN YÜCEL
- MÜZİK HARİTASI
- SUNAY AKIN
- ZBİGNİEW PREİSNER
- FİKRET OTYAM
- HANGİ KURT?
- SAVAŞ
- ORUÇ AUROBA
- LİKYA ŞARABI&DÜNYA 2.LİĞİ&ANTALYA
- VARAK USTASI VE DENİZİM
- YANaYANA
- AYO
- OYALANIR OLDUK...
- BOB MARLEY- KUŞ-CESAİRA EVORA VE PAZAR:)
- BU ŞEHRİ VE HAYATINI KEDİLERİYLE BİRLİKTE SEVERİM
- ALARGA GÖNÜL!... ALARGA!...
- YERÇEKİMLİ KARANFİL-EDİP CANSEVER
- UMUŞ
- ANLAYACAKSINIZ
- MÜZİK GÖRSELLEŞMESİ
- Firekites - AUTUMN STORY - chalk animation
- 19 MAYIS 1919...19 MAYIS 2009
- TÜRKAN HOCA VE BİRHAN KESKİN
- SEZEN AKSU "KARDELEN"
- TÜRKAN SAYLAN
- GRİBİN DOMUZU TÜRKİYEDE...
- DÜNYA ÖNÜMÜZDEN GEÇEN BİR TREN Mİ?
- EUROVISION
-
►
Mayıs
(47)
Takip ettiklerim
-
1 gün önce
-
1 hafta önce
-
3 hafta önce
-
7 ay önce
-
2 yıl önce
-
2 yıl önce
-
3 yıl önce
-
-
5 yıl önce
-
6 yıl önce
-
6 yıl önce
-
6 yıl önce
-
6 yıl önce
-
7 yıl önce
-
7 yıl önce
-
7 yıl önce
-
7 yıl önce
-
7 yıl önce
-
8 yıl önce
-
8 yıl önce
-
8 yıl önce
-
9 yıl önce
-
9 yıl önce
-
9 yıl önce
-
9 yıl önce
-
9 yıl önce
-
9 yıl önce
-
10 yıl önce
-
10 yıl önce
-
10 yıl önce
-
10 yıl önce
-
11 yıl önce
-
11 yıl önce
-
11 yıl önce
-
11 yıl önce
-
12 yıl önce
-
12 yıl önce
-
12 yıl önce
-
12 yıl önce
-
12 yıl önce
-
13 yıl önce
-
13 yıl önce
-
14 yıl önce
-
14 yıl önce
-
14 yıl önce
-
14 yıl önce
-
15 yıl önce
-
15 yıl önce
-
15 yıl önce
-
15 yıl önce
-
15 yıl önce
-
15 yıl önce
-
15 yıl önce
-
15 yıl önce
-
16 yıl önce
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
N'oldu bu dolar?
Takip Ettiğim Gezginler
-
ARABAYLA POLONYA5 yıl önce
-
-
MADRİD - 410 yıl önce
-
pabucu yarıım, çık dışarıya oynayalııım13 yıl önce
-
Bitirirken...17 yıl önce